KARA~DENiZ~FM
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
En son konular
» HAYATTA EN ZOR SEY NEDI? CEVEP BEKLIYOM:))
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Ptsi Ara. 22, 2008 6:55 am tarafından SeZeN

» TEbrikler canlar
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1C.tesi Ara. 06, 2008 6:04 am tarafından Admin

» Kadinlar ne ister
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Ptsi Kas. 10, 2008 9:06 am tarafından elisa

» [color=cyan]Kadınların Erkeklerden 100 farkı:)))[/color]
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Paz Kas. 09, 2008 2:01 am tarafından elisa

» Erkekler ne ister?
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Paz Kas. 09, 2008 1:56 am tarafından elisa

» SENDEMI UNUTTUN BENI BEY ??????
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Paz Kas. 09, 2008 1:18 am tarafından elisa

» Hiç Ailenden Ayrı Kalmamışken Uzaklara Gitmişsin ve o Evin Asi Kızı ,Sinmiş Kocaman Bir Evin Küçücük Odasına ...
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Perş. Ekim 30, 2008 8:55 am tarafından *mine

» BALIK BURCU
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Çarş. Ekim 29, 2008 1:38 am tarafından Misafir

» Genç kızlık dönemime ait hiç birşey hatırlamıyorum.Çocukluk ve evlenmem...O Aradaki dönem kayboldu...
Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Icon_minitime1Çarş. Ekim 29, 2008 1:11 am tarafından Misafir

KÖSE YAZARLARIMIZ
KÖSE YAZARLARIMIZ

Adiyaman Gelenek ve Görenekleri

Aşağa gitmek

Adiyaman Gelenek ve Görenekleri Empty Adiyaman Gelenek ve Görenekleri

Mesaj tarafından Misafir Ptsi Ağus. 11, 2008 12:59 am

[b]Adıyaman ili mağara devrinden itibaren günümüze kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği
yapmış bir çok kültürün yoğrulup özleştiği; sözü, giyimi,kuşamı, oyunu, düğünü, ve hayatın
çeşitli dönemleriyle (doğum,evlenme,ölüm) ilgili adet ve inançları, misafirperverliği insan
sevgisi hayat felsefesi , dünya görüşü, halısı, kilimi, cicimi, heybesi ile zengin bir yaşayan
halk kültürüne sahiptir.

HARFANA

Adıyamana komşu olan illerde "Sıra Gecesi" de denilen "HARİFANE"
sözlükte:"Esnafca herkes kendi masrafını hissesine düşeni vermek suretiyle ortaklıkla yapılan"
demektir.
Adıyaman'da ise; Esnaf içinden guruplarca icra edilen bir program olup, Osmanlı döneminde
kurulan Ahilik teşkilatının üyeleri olan esnafın, koşuşturmakla geçen bir haftanın yorgunluğunu
ve stresini atmak için kafadengi arkadaş gruplarının kendi çaplarında hafta sonları pazar
akşamında icra ettikleri bir eğlencenin adıdır.

ADIYAMAN'DA HARFANA ŞU ŞEKİLDE YAPILIR:

Öncelikle bu toplantı sadece erkekler arasında olur ve her hafta bir kişinin evinde yapılırdı.
Ev sahibi, misafirlerine kahve ve ardın da çay ikramında bulunarak muhabbete giriş için ısınma
hamlesini başlatmış olurdu. Muhabbet koyulaştıkça arada sesi güzel olanlar gazeller okur,
maniler söyler, yanık türküler, uzun havalar ve şiirler okunurdu.Başta "Yüzük Oyunu" olmak üzere
"Yok dememe" oyunu gibi oyunlar oynanır, hikaye ve masallar anlatılır.
(Hikaye ve masal anlatımına "HEKET SÖLEMEH" denilirdi.)
Cenk kitaplarından ve diğer mevcut olan kitaplardan bahis(konu)ler okunur ve cemaat büyük
bir dikkatle dinlerdi. Bu da eğitimin bir parçası olarak görülürdü. Çünkü misafir ve toplum adabı,
sözün söylenme biçimi, yeri ve zamanı gibi sosyal olayların yaşanarak öğretilip ve öğrenildiği
mekanlar durumundaydı.
Bütün bu sohbetler ve oyunlar arasında ağızlar boş durmaz; Leblebi ve ceviz gibi çerez,
bastık(pestil), kesme, kuru üzüm gibi kuru yemişler ikram edilirdi.
Yemek olarak, sohbetin bir bölümünde Etli Köfte "çiğ köfte" ikram edilir,
tatlı olarak da gedeyif (Kadayıf), paklavya (Baklava), sedır'ezem sucığı, tene hevlası)Helva),
topa hevlası, şıllik (hamur işi tatlı)... gibi tatlılardan her ev kendi imkanları ölçüsünde
ikramda bulunurdu.
Eğer söz konusu harfana ekibi alkol kullanan kişilerden oluşuyorsa, yiyecek ve içecekler arasına
içki ile olması gerekenler yapılır ve yine saz ve söz'e bol bol yer verilirdi.
Harfana dediğimiz bu hafta sonu (Pazar günü) eğlencesi o gecenin sabah vaktine kadar aralıksız
devam ederdi.Söz konusu gecede adı geçen oyunlardan "Yüzük Oyunu" şu şekilde oynanırdı:

Harfana'ya iştirak eden kişi sayısınca boş kahve fincanı bir tabağın içine ters çevrilmiş ve
içlerinden bir tanesinin içine yüzük konulmuş şekilde getirilir, herkes bir tanesini açar,
kimin fincanının altında yüzük bulunursa o kişi " O gecenin masraflarını karşılama"
cezasına çarptırılıdı.

YOK DEME OYUNU:

Yine harfanaya katılan kişiler biri birlerine değişik ve karışık sorular sorarlar.
Bu sorulara karşılık olarak Evet, he... vs gibi ifadeler kullanabilirler ama, bunların yerine
Yok(Hayır) kim derse işte o kişiye de gecenin masraflarını karşılama cezası verilirdi.

HIDIRELLEZ

Hızır ve İlyas (a.s.)'ın her bahar başlangıcında buluştuklarına inanılan, miladi takvime
göre 6 Mayıs, Rûmî takvime göre ise 23 Nisan'a rastlayan güne verilen isimdir.
Söz konusu günde, Hızır ve İlyas (a.s.) buluşarak sohbet ederler.
Ve bu günlerde vakitlerini Allah yolunda olmanın ve birlikteliklerinin verdiği sevinçle kuvvet bulurlardı.
Hızır(a.s.)'nın Allah'ın lütfu ile dolaştığı yere yeşillikler çıkar, çorak yerler çiçeklere bezenirdi.
İşte bu olaya dayanarak, halk zamanla bu günlerde buluşup, Hızır ve İlyas (a.s.)'ın geleneğini
sürdürmek amacı ile özel anma ve dua günleri tertip eder olmuşlar.
Ancak bu, zamanla asli hüviyetinden çıkarılarak, günümüzde olan şekliyle HIDIRELLEZ
adını almıştır.
Günümüzde kullanılan manası ise, insanların kıştan kurtuluşlarının bir işareti ve bahar
güneşinden faydalanma, piknik yapma, stres atma, eğlenme, nişan, düğün, sünnet törenleri
tertip etme, uğursuzlukları giderme, adakta bulunma gibi düşünceleri gerçekleştirme
amacıyla gelenekselleşen bahar bayramı inancıdır ki; bu tür bir inanç sonradan ortaya çıkmıştır.
Adıyaman merkezinde kutlanılan bahar bayramının adı, "SULTAN NAVRIZI" ya da "SEHRE" dir.
Kutlama tarihi de, Rûmî takvime göre 6 Mart, Milâdî takvime göre ise 21 Mart günüdür.
"Sultan Navrızı" kutlamaları için şehrin iki ayrı mekanı kullanılmaktaydı.
Bunlardan birincisi ve en kalabalık olanı, şimdiki Devlet Hastanesinin Kuzey tarafında,
Karadağ'a yakın "NAKIBIN HAVIZI" denen düz, yeşil, su ve küçük bir havuzun bulunduğu
açık bir alandı. İkinci mekan ise, bugünkü ****** Şehir stadının Güney tarafında bulunan
"YEDİ GARDAŞ" adındaki ziyaretin bulunduğu mekandı.
Söz konusu gün gelmezden bir hafta-10 gün öncesinden hazırlıklara başlanır, çiğ köfte (Etli Köfte)
için et siparişleri kasaba bir hafta 10 gün öncesinden verilirdi.
Çünkü o günün öğle yemeğinde hemen herkes çiğ köfte yapacağından, köftelik et'e talep
çok olmaktaydı.
SEHRE'ye gitmezden bir akşam önce, ev halkının daha önceden suda ıslattığı nohutları
ekmek sacının (tandırın) iç kısmında ateşte kavurur, bu kavrulmuş nohutlar çerez olarak
yenmek için hazırlanırdı.SEHRE'de sabah kahvaltısında yenilmesi için bir hamur işi olan
"BEKMEZLİ TAPLAMA" yapar hazırlarlardı.
Hazırlanan nevaleler sepetlerle, torbalarla ve bez sofralarla çıkınlar yapılarak eğlence
yerine taşınırdı. Eğer bu günü kutlayanlar içinde nişanlı bir kız varsa, kızın ailesi o günün ağır
yemeklerinden olan pirinç pilavı ve Bekmezli Taplama mutlaka yapar, damat tarafı da gelin
olacak kızın boynuna bir elbiselik kumaş atarlar.
Halk arasında buna "Gelinin boynuna top atma" denirdi.Ayrıca bekar gençler için de bu gün
çok önemli idi. Çünkü bu gençler, gelir, gizliden gizliye ideallerine göre bir kız bakıp beğenmeye
çalışırlar, nişanlı olan gençler de, uzaktan nişanlılarını süzmeye çalışırlardı.
O gün insanlar yemek olarak, sabah kahvaltısına bekmezli taplama, öğle yemeğine günün
vazgeçilmezi olan etli köfte başta olmak üzere, kavırmalı küfte, ö'r küfte, sovuh küfte,
guzı sümıdı küftesi, mercimeklı küfte, karıştırmalı aş... gibi yemeklerin yanısıra; ne'necük,
yarpız, çıldırım, gazayağı, ebekömeci gibi otlarla yapılan "MANCA" lar, yani salata çeşitleri yapar,
ayran ile birlikte yer-içerler.Herkes yapmış olduğu yemeklerden birbirlerine ikram eder,
bu şekilde tatlı bir karnaval havası yaşanırdı.
Baharın habercisi olan "NAVRUZ ÇİÇEĞİ" ni toplamak için, gençler dağlara tırmanır,
topladıkları navrızları da önceden ikiye yarmış oldukları bir çubuğun arasına özenle dizer,
öylece getirirlerdi. Kimi satar, kimisi yer ve ikram ederdi.
Kimileri yine aynı şekilde, ellerinde bıçaklar veya ucu sivri çubuklarla kenger toplarlardı.
Karnını doyuran "Ya yiyip yatmalı, ya da yedi adım atmalı." Atasözü gereğince, ya da "Ekmek hıdır,
yi gudur" özlü sözünde belirtildiği gibi... kimi yan gelir yatar, kimileri de "Hümbek,
pabıç çarpmaca, çırçımba, elım, üç adım, gırcik, top yandı, birliğim birlik, (Kırtına) gülle,
ip hoplama, çızğı, çelik-çomah... gibi oyunlara dalar giderlerdi.Akşam güneş batımına doğru,
fazla karanlık olmadan, daha çok yaya olarak herkes, günün tatlı yorgunluğu içinde bir bir
evlerine dönerlerdi.

YÖRESEL YEMEKLER:

Adıyaman, yemek çeşitleri bakımından çevre illerle benzerlik göstermekle beraber;
gerek yemeklerin adı ve gerekse de yapılış şekli açısından farklıdırlar.
Yörenin yemeklerinin temel maddeleri buğday ürünleri kuru baklagiller patlıcan, domates,
lahanadan oluşmaktadır. Tat verici olarak bütün yemeklerde soğan, sarımsak, salça, pul biber,
maydanoz, kuru nane ve diğer baharatlar kullanılmaktadır.
Kültür değişiminin sonucu olarak Adıyaman mutfağında büyük gelişim ve değişim olduğu
gözlenmektedir. Bu değişim süreci yöremiz mutfağını zenginleştirilmiş olup, sebzelerin
kullanımını artırmıştır.
Ekonomik duruma göre etin yerini kuru baklagiller almaktadır.
Ayrıca yabani bazı otlarında yemeklerde kullanıldığı dikkat çekmektedir.

ÇORBALAR:
Alaca Çorbası, Malhıta Çorbası ,Tarhana Çorbası, Mercimek Çorbası,
Yoğurtlu Çorba, Un Çorbası, Dövme Çorbası , Pıtpıtı Çorbası , Meyir Çorbası .

SEBZE YEMEKLERİ:
Parmak Kebap ,Adıyaman Tavası,Dövmeç,Dolma-Sarma,Yeşil Fasulye Sulusu,

PİLAVLAR:
Kavurmalı Pilav, Karıştırmalı pilav, Mercimekli pilav, Şahreli (şehriyeli) pilav,Tavuklu pilav,
Meyhane pilavı, Domatesli pilav , Ciğerli pilav

KÖFTELER:
Kavurmalı sıcak köfte , Kel köfte, Ekşili Köfte, Yarpızlı (Yarpuzlu) köfte, Patlıcanlı kollotik,
Dolmalı köfte, İçli köfte, Yapıştırma, Çiğ köfte

PİDELER:
Kavurmali hitap, Ot hitabı ( körnıen, nanecük, haldar v.s), Peynirli ekmek , Tava kıloru,
Katmer , Semsek, Besmet (Peksimet) , Bazlama, Taplama,

MANCALAR (SALATALAR):
Yarpız (Yarpuz) mancası, Pirpirim salatası, Patates salatası

CACIKLAR:
Pirpirim cacığı, Kabak cacığı, Marul cacığı, Yarpız (Yarpuz ) cacığı

TATLILAR:
Tene helvası, Top Helvası, Şilik, Nişe bulamacı, Heside, Peynirli irmik helvası, Aşure,
Kesme, Burma tatlısı, Kaşık tatlısı

YÖRESEL GİYİM:

KADIN OYUNCU GİYSİLERİ

Ayakkabı : Yemeni ve çarıktır. Yemeninin arkası düzdür. Ön tarafı açık ve avaredir.
Yemininin rengi ise kırmızıdır.

Çorap : Yünden olup (ele örülmüş) ince ve desenlidir.

Şalvar : Boydan olup paçalarının uçlarına lastik geçirilir, kumaşı kırmızı saten veya kutindir

İç Gömlek : Pazenden olup boydandır.Kolları yarımdır.

Zıbın : Kumaşı kutinden olup halep malıdır. Boydan üç etektir. Astarı kırmızı veya mavi
küçük desenli çiçeklidir. Kollar uzun kol ağzı tek yırtmaçlıdır.
Ön iki eteğin uçlarına basmadan ipler dikilir. Arkadan üstüste gelecek şekilde çarpaz
edilerek önden bağlanır, kuşak erkekte olduğu gibidir. Zıbın üstüne bağlanır.

Taç : Kadın oyuncular başlarının üzerine yuvarlak gümüşten yapılan yanları zincirli gümüş
panezlf ile süslerler.

Keten : Yazma iki kat edilip başa konulur ve uçları arkadan ilmik yapılır.
Adıyaman yöresinde iki çeşit baş bağlama vardır.
Ovadaki baş bağlama,kırsal kesimde yaşayanların baş bağlamaları. Başa takılan kep buğday
sapından örülür, etrafı kahverengi pazenle çevrilir,üstüne gümüşten taç takılır.
Tacın zincirine altın veya gümüş kazı takılır. Kullabın alt kısmına pendik denilen bir kumaş dikilir.
Kepin üstüne ise beyaz keten veya satenden saçaklı hiddik takılır.
Ketenin altına pusu bağlanır, pusu tamamen sırmadandır. Kahverengi ve sırmalıdır.
Bu bağlantı şekline üsten bağlama adı verilir.

ERKEK OYUNCU GİYSİLERİ

Çorap: Yün iplikle örülür,iki çeşitlidir. Çorapların elde örülmesi daha makbuldür.
Kaba olan coliki,ince örülen ise desenlidir. Renkleri beyazdır. Çorabın lastik yünden iplik örülür
bunlara bağlanır;

Ayakkabı ( Çarık ) : Hayvan derisinden olup,deri ipliği ile dikilir. Etrafına delikler yayılarak
deri iplikleri ile kundura bağı gibi bağlantı yapılır.

Ayakkabı ( Yemeni ) : Kösele veya deriden imal edilip arka kısmı azemi üç santim kadar uzundur.
(Paçiklidir) Topuk kısmı çok alçaktır. Yemeni genellikle siyah deriden imal edilir.

Şalvar: Kabardin kumaşdan imal edilip uçkuru yani bel bağlantı yeri satendendir.
Alt peyik kısmı normal uzunluktadır, paçaları dardır.
Dağ köylerimizde keçi kılından yapılan kıl şalvarlarda giyilmektedir.

Kuşak: Yünlü dokumadır ve desenlidir. Bir buçuk metre boyunda olup kuşağın iki ucuna
satenden parça dikilir. Bele bağlandıktan sonra hiç görülmeyecek şekilde iç kısma alınır.

Gömlek: Kumaşı kutniden olup,sığ malıda olabilir. Gömlekler beyaz sarı olup çizgilidir.
Hakim yakalı kolları uzun ve kırmızıdır. Meydane kumaşından da yapılabilir.

Kırk düğme yelek: Kumaşı kabardin olup kahverengidir.
Ön tarafı satenden kaplı kırk adet düğme olup, ön cephesi işlemelidir.
Kollar gene kahverengi satenden olup, yarım kolludur.

Fes: Tamamen yünden yapılan ve elle desenli olarak örülür. Genç kızların çeyiz olarak
hazırladıkları bu ceyizlik düğün evine getirilir.
Düğüne gelen davetliler düğün bittikten sonra bir terlik, yünden örülmüş bir keten hediye
olarak verilir. Ayrıca sekiz köşeli kasket giyilir.

HALK OYUNLARI VE FOLKLOR

Adıyaman Halk Oyunları kadın ve erkeğin yan yana yer aldığı bir karografiye sahiptir.
Bu da Adıyaman Halk kültüründe kadının rolünü göstermesi açısından oldukça mühimdir.

OYUN ÇEŞİTLERİ

Sal Oyunu : Fırat nehrinde salla geçen düğün alayını konu alır.

Düz oyun : Fırat kenarında yanında çeşitliliği adamın kızına aşık olan, fakat kızı alamayan ve
sevdasından hastalanan bir gencin serüvenlerini konu alır.

Oyuna Davet : Düğünlerde gençlerin birbirlerini oyuna davet etmelerini konu alır.

Galuç Oyunu : Ailece ekin biçen ve hasattan sonra yakınlarını ziyaret ve şölen düzenleyen
çiftçi ailesini konu alır.

Kımıl Oyunu : Kımıl (Süne) haşerenin ekinlere zarar vermesi sonucu meydana gelen kıtlığı
ve halkın kımılla mücadelesini canlandırır.

Göçeri Oyunu : Hayvancılıkla uğraşan bazı köylülerin yaz aylarında yaylalara göç etmelerini ve
burada başlarında geçenleri canlandırır.

Hellican : Helli adlı bir bey kızı ile rüyasında gördüğü ve daha sonra var olduğunu öğrendiği Can
adlı gencin evlenerek mutlu olmalarını konu alır.

Ağırlama : Düğünlerde yaşlı, ağırbaşlı ve hatırı sayılır kimselerin ağır ve gösterişli bir tempo
ile oynadıkları oyun.

Hallaç Oyunu (Beş Ayak): Pamuk atmaya gittiği evin kızına aşık olan bir hallacın serüvenini anlatır.

Türkan: Sevdiği gencin dışında birine verilen Türkan adlı bir kızın yolda müsaade alarak iki
rekat namaz kılıp ölmesi olayını canlandırır.

Dingi : Güzel ve güçlü bir kızın ding ding şeklinde ses çıkararak bulgur dövmesi sırasında aşık
olan gencin hikayesi canlandırılır.

Kaynana Oyunu (Kol Oyunu) : Düğünde kaynananın gelinin önünde eline Çömçe (Kepçe) ve
ayna alarak oynamasını canlandırır.

Misafir
Misafir


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz